Periton metastazı yapmış Over (Yumurtalık) Kanseri
Almanya’ da her sene 8000 kadın yumurtalık kanserine yakalanmaktadır. % 15-30 ile kadınlardaki tüm genital kanserlerin en çok görülen 3. kanseri ve tüm kanserler içinde de 5. sıklıkta görülür. Over kanserlerinin kendilerine ait özel bir belirtisi olmadığı için genellikle bunlar ilerlemiş dönemde tespit edilirler. Vakaların yaklaşık p’ i teşhis anında Evre 3 veya 4’ te ilerlemiş evrededirler. Bu hastaların büyük bir kısmındada hastalık karın zarına yayılmıştır(Peritoneal Karsinomatozis).
Tanı
Over kanserlerinin, neden genellikle ilerlemiş dönemde teşhis edildiğini açıklayan birçok sebep vardır. Bu sebeplerden birisi, hastalığa özgü olmayan belirtilerle seyretmesidir. Bunlar karnın alt bölgesinde çekici tarzda ağrılar, karın genişliğinin artması, halsizlik ve kilo kaybı olarak sıralanabilir. Bilgisayarlı tomografi gibi biraz daha ayrıntılı teşhis yöntemleride bu hastalığın erken döneminde kesin bir tanı koyduramayabilir, çünkü bu dönemde hastalık belli bir bölgede (burada pelvis yani oturak bölgesinde) sınırlıdır ve oldukça yüzeyel bir yayılım gösterir. Bu nedenle karın zarındaki kalınlaşmaların bilgisayarlı tomografi ile tanımlanması oldukça güçtür.
İlk Tedavi
Over kanserlerinin ilk teşhisi yapıldığında, tedavisinde ameliyat (karındaki tümör yumrusunun alınması ve yumurtalıkların çıkartılması) ve sonrasında sistemik kemoterapiden (çoğunlukla Paclitaxel ve Carboplatin ile) oluşan bir kombinasyon kullanılır. Bu tedavinin amacı tümör hücrelerinin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Modern kemoterapilerle bu amaca yüksek oranda ulaşılmaktadır.
Buna rağmen tümörün yeniden ortaya çıkması (tümör rezidüsü, nüksü) neredeyse kuraldır, çünkü tümör nükslerinin tedavisindeki sistemik kemoterapinin etkinliği,tümör hücrelerindeki artan direnç gelişimine bağlı olarak, tümörün ilk teşhis edildiği anda ki etkinliğinden belirgin şekilde daha düşüktür. Bundan ötürü tedavinin amaçları değişir ve daha çok semptomların kontrolüne ve yaşam kalitesinin korunmasına yöneliktir. Over kanserinin nükslerindeki kemoterapik önlemlerin artan orandaki etki yetersizliği nedeniyle, bu hastalığa tedavisi olmayan hastalık olarak bakmak gerekir. Bu hastalarda ortalama yaşam süresi 8 ile 15 ay arasında değişmektedir.
Tümörün nüksünde etkinliği klinik çalışmalarla kanıtlan sitotoksik maddeler şunlardır: Taxan’ lar (Paclitaxel, Docetaxel), Topotecan, Etoposid, Gemcitabin, Doxorubicin, Epirubicin, Altretamin, Vinorelbin ve Oxaliplatin. Çeşitli çalışmalarda bu ilaçlara karşı tümörün cevap oranı yaklaşık olarak % 20 - 30 civarındadır. Randomize yapılan karşılaştırmalı çalışmalarda Paclitaxel, Topotecan, Oxaliplatin ve Doxorubicin arasında tedaviye cevap açısından bir fark gözlenmemiştir. Ne yazık ki, bu maddeler için tedaviye yanıt süresi birkaç ay gibi kısa bir süredir.
Karın Zarı Kanseri’ nde Belirtiler
Böyle bir periton kanserinin belirtileri bir taraftan karın ağrıları, karında su toplanması iken, diğer taraftan artan kuvvet kaybı ve tekrar tekrar ortaya çıkan barsak tıkanıklığı şeklinde kendini belli eder. Barsakların, tümörün yayılmasına bağlı artan fiksasyonu (sabitlenmesi, hareketinin kısıtlanması) sonucu bertaraf edilemeyecek şekilde tıkanması ve düğümlenmesi sadece hastanede uzun süreli yatışlara değil, aynı zamanda hastaların ölümünede sebep olur.
Over Kanseri Nükslerinde Ameliyat Tekniği
Washington Cancer Center’ den Paul Sugarbaker birkaç yıl önce karın içindeki tümöral dokuların ameliyatla ortadan kaldırılması için özel bir metod geliştirmiştir. Bu metod özel bir ameliyat tekniği gerektirir ki, bu sayede karın zarının tümör tarafından etkilenen tüm kısımları yüzeysel olarak soyulup çıkarılır. Oluşan yara uçları elektrocerrahi neşter ile kapatılır ve böylece oluşabilecek kan kaybıda en aza indirgenir. Aynı zamanda ağır derecede yapışıklıkların oluşmasıda engellenir. Bu tür bir ameliyat birçok basamaktan oluşur. İlk önce tümör tarafından tutulmuş organlar ve barsak kısımları çıkarılır. Ardından tümöral oluşumlar tarafından istila edilen karın zarı yüzeysel olarak soyularak çıkarılır. Sonuçta gözle görülebilen tüm tümör dokuları karından çıkarılmış olur. En sonunda karın boşluğu ısıtılmış kemoterapi sıvısıyla yıkanır.
Ameliyat ile makroskopik olarak görülebilen tümör parçaları karından uzaklaştırılırken, bu tür açık bir sitostatik yıkamayla mikroskobik boyuttaki tümör kalıntılarıda ortadan kaldırılır. Sitostatik maddeyle yapılan bu yıkama hipertermik şartlarda, yani vücudun normal ısısından daha yukarda bir sıcaklıkta yürütülür. Bu yıkamada kullanılan özel ısıtıcılarla 41 - 42°C’ nin üzerindeki sıcaklık değerlerine ulaşılabilir. Kural olarak tümör dokusu daha kötü bir ısı düzenleme ve fazla ısıyı uzaklaştırma yeteneğine sahiptir. Bu durum bölgesel bir ısınma durumunda çevredeki normal dokudaki kanlanma artışı ile birlikte tümör dokusunun metabolizmasında dalgalanmaya neden olur. Böylece tümör dokusunda azalmış bir kanlanma ortaya çıkar ve bunun sonucu olarak artmış ısıya bağlı direkt tümör hücre hasarı (tümör nekrozu, gangreni), yetersiz oksijenlenme (tümör hipoksisi), asidik bir ortam gelişimi (asidoz) ve beslenme bozukluğu ortaya çıkar. Bu faktörlerin hepsi tümör hücrelerinin ölümüne sebep olurken sağlam dokularda herhangi bir zarar oluşturmaz. Sitostatik etkili maddelerin peritoneal perfüzyon şeklinde izole olarak eşzamanlı uygulaması, bu yöntemlerin (Hipertermi-Kemoterapi) etkinliğini önemli ölçüde artırır. Ameliyattan sonraki 3 gün boyunca karın boşluğu düşük miktarda sitostatik madde içeren bir sıvıyla yıkanmaya devam edilir. Böylece karında ciddi derecede yapışıklıkların oluşması engellenir. Bu ameliyatlar uzun süreli ameliyatlardır ve hem yüksek seviyede bir ameliyat kabiliyeti hem de iyi bir anestezyolojik destek gerektirirler. Özellikle hastaların üzerindeki ameliyat yükünü mümkün olduğu kadar azaltmak için, dengeli bir perioperatif hasta yönetimi gerekir.
Periton Perfüzyonu’nun Teknik Detayları
Teknik | Open Coloseum Tekniği | |
Sıcaklık | 41.5 - 42.0 C° | |
Perfüzyon Süresi | 60 dk. | |
Perfüzyon Hacmi | 4000 ml | |
Akım Hızı | 1500 ml / dk. |
Sitostatik Maddeler
Protokol 1 4 / 02 - 12 / 05 n = 56 |
Protokol 2 1 / 06 - 5 / 06 n = 14 |
|
HIPEC | Mitomycin 20 mg/m² Mitoxantron 20 mg/m² |
Adriamycin 25 mg/m² Mitoxantron 15 mg/m² |
postoperatif intraperitoneal kemoterapi | 5-Fluorouracil 500 mg / m² d1 - d3 |
Paclitaxel 20 mg/m² d1 - d2 |
adjuvant kemoterapi | Topotecan 0.5 mg / m² d1 -d 5 Gemcitabine 800 mg / m² d 1, 600 mg / m² d 8 3 Siklus |
Adriamycin 40 mg/m² Mitoxantron 15 mg/m² f 3 Siklus |
Çeviri: Gürkan Köylü
Asistan Doktor
Onkolojik Cerrahi Bölümü