Peritonun Patofizyolojisi
- Bariyer Fonksiyonu
Periton yaklaşık olarak 1.7 m² ’lik bir yüzey genişliğine sahiptir. Burada periton yarı geçirgen bir membran olarak işlev görür ve sıvıların ve küçük moleküllü maddelerin çift taraflı geçişlerine müsade eder. Sıvıların ve maddelerin değiş tokuşu membran yüzeyine, permeabilitedeki değişikliklere ve kanlanmaya bağlıdır. Periton, küçük moleküllü maddelere ve sıvılara karşı yarı geçirgen bir zar olarak görev alırken, aynı zamanda da diyafram bölgesinde belli alanlarda fizyolojik şartlarda büyük moleküllü maddelerin ve bakterilerin kana geçişlerini engeller. Böyle büyük moleküller mezotel hücreleri arasında bulunan bazı açıklıklardan emilebilirler. Bu bölgelerde bazal membran, açıklıklar oluşturur. Bu açıklıklar transportun altta bulunan lakünalara devamını kolaylaştırır. Bu lakünalar lenf sistemiyle bağlantılıdırlar.
Mezotel hücreleri arasındaki açıklıklar elastiktir ve çapı 10 µ’ a kadar olan moleküllerin geçişine izin verirler. Ekspirasyon sırasında lakünalar dolar ve bunlar inspirasyon sırasında diyaframın kasılması ile lenfatik sisteme boşaltılır. Bu mekanizma ile bakterilerin peritondan hızlı bir şekilde uzaklaştırılması mümkün olur. - Enflamasyonda Patofizyoloji
Peritonun bariyer fonksiyonu enflamasyon şartlarında tersine döner. Bu şartlarda periton bakterilerin barsak lümeninden karın boşluğuna doğru translokasyonlarına müsait hale gelir. Böyle bir peritoneal enflamasyon süreci sıvıların ve düşük moleküllü maddelerin hızlı bir şekilde intravasküler alandan interstisyel alana ve karın boşluğuna geçişlerine ve orada toplanmalarına yol açar. - İntraabdominal Basınç
Sıvıların vasküler sistemden interstisyum ve peritoeal alana kayması intraabdominal basınçta artışa neden olur. Bu basınç normal şartlar altında 10 mmHg’ nin altındadır. Basıncın 10 mmHg’ nin üzerine çıkması durumunda abdominal kompartman sendromundan bahsedilir. Bu basınç artışı bazı önemli patofizyolojik değişiklikleride beraberinde getirir. Basınçtaki hafif bir artış (10-20 mmHg) viseral kanlanmada önemli oranda azalmaya ve akciğer fonksiyonlarında kısıtlılığa sebep olur. Basınç daha da artarsa (20-40 mmHg) venöz akım azalır, böbrek fonksiyonları kısıtlanır ve kardiyak fonksiyon bozulur. Basınç 40 mmHg’ nin üstüne çıkarsa böbrek fonksiyonları durur.
Çeviri: Gürkan Köylü
Asistan Doktor
Onkolojik Cerrahi Bölümü